Sayfalar

6 Temmuz 2011 Çarşamba

Latin Amerika’da Futbol


Günümüzde “Latin Amerika Futbolu”ndan bahsederken birçok futbolseverin aklına Brezilya ve Arjantin gelir. Ancak Güney Amerika çok büyük bir kıtadır ve bu iki ülkenin yüzölçümü tüm kıtanın ancak yüzde yirmisini kadardır. Futbola olan etkileri göze alındığında ise bu iki ülke, gerek milli takımları gerekse kulüp takımlarıyla Güney Amerika kıtasında futbolu domine ederler. Güney Amerika kıtasında bulunan diğer on dört ülke ise şunlardır: Bolivya, Şili, Kolombiya, Ekvador, Falkland Adaları, Fransız Guyanası, Guyana, Panama, Paraguay, Peru, Surinam, Trinidad ve Tobago, Uruguay ve Venezüella. Güney Amerika Futbol Federasyonuna (CONMEBOL) dâhil olan ülkeler ise Brezilya, Arjantin, Bolivya, Şili, Kolombiya, Ekvador, Paraguay, Peru, Uruguay ve Venezüella’dır.
On altı ülkenin hepsinin futbola ilgi düzeyleri çok farklı seviyelerdedir ancak ortak olan noktaları konu futbol olduğunda akan suların durduğu ve taraftarların tribünleri doldurduğudur. Bunun nedeni ise Güney Amerika’da futbol “halkın” sporudur. Ekonomik ve politik anlamda Avrupa kıtasına göre daha istikrarsız olan Latin ülkelerinde halk kendini adeta futbola adamıştır. Latin Amerikan futbol kültürü, taktiksel ve oyun anlayışı olarak Avrupa futbolundan çok farklıdır ancak bu demek değildir ki tek bir futbol anlayışı kıtaya hâkimdir. Güney Amerika Futbol Federasyonu (CONMEBOL) on altı Güney Amerika ülkesini belli kurallar dâhilinde bir sisteme koymuştur ancak her ülke bu sistem içerisinde kendi kurallarını ve karşılaşma takvimini uygulayabilir.
Güney Amerika’da kullanılan en önemli sistem “Apertura” (Açılış) ve “Clausura” (Kapanış) sistemidir. Latin futboluyla ilgilenen futbolseverler bu terimlerle çoğu zaman karşı karşıya gelse de birçoğu bu terimleri araştırmaya gerek görmemiştir. Hâlbuki kıtada Brezilya hariç bütün futbol federasyonları bu sistemi kullanmaktadır. Sadece Brezilya Futbol Federasyonu Avrupa’ya özgü olan her takımın diğer takımlarla kendi evinde ve deplasmanda birer kere oynadığı lig sistemini uygulamaktadır.
Apertura ve Clausura sistemine göre bir futbol sezonu ikiye ayrılır. Bolivya, Şili, Kolombiya, Ekvador, Paraguay ve Peru liglerinde apertura, futbol sezonu takviminin ilk yarısında oynanırken; Arjantin, Uruguay ve Venezüella liglerinde ise clausura bu takvimin ilk yarısında oynanır. Takvimin ikinci yarısında ise, ilk saydığım ülkelerde clausura oynanırken, diğerlerinde ise apertura oynanır.
Bu ülkelerin kendi içlerinde de farklı fikstür sistemlerini uyguladıklarını görüyoruz. Örnek olarak, Arjantin 1. Ligi 20 takımdan oluşur ve clausura’nın şampiyonu, her takımın ligindeki diğer takımlarla birer maç yapması sonucu (yani 19 maç) en yüksek puanı alan takımdır. Clausura’nın şampiyonu ulusal şampiyon ilan edilir. Aynı sezonun ikinci yarısında apertura başlar ve 19 maç sonunda apertura’nın şampiyonu da belli olur. Apertura’nın şampiyonu da aynı clausuradaki gibi ulusal şampiyon ilan edilir. Yani bir sezonda aslında iki tane şampiyon olmuş takım vardır.
Buna karşın, Ekvador liginde 12 takım vardır ve sezonun ilk yarısında apertura karşılaşmaları yapılır. Her takım birbiriyle kendi evinde ve deplasmanda olmak üzere iki maç yapar. Toplam 22 maç sonunda en yüksek puanı alan takım apertura’nın şampiyonu olur. Ancak bu sistemin Arjantin liginden en önemli farkı apertura şampiyonu ulusal şampiyon ilan edilmez. Sezonun ikinci yarısında da 22 maç oynanır ve clausura’nın da şampiyonu belli olur. Sezon sonunda iki şampiyon takımın yapacağı maç sonunda kazanan ise taraf ulusal şampiyon ilan edilir.
Şampiyon olan takımları ise Güney Amerika’nın Şampiyonlar Ligi olarak görülen “Copa Libertadores” in zorlu maçları beklemektedir. Libertadores kupası Ocak sonu ön elemelerle başlar ve Şubat ayının ortasından Nisan ayının ortasına kadar grup maçları oynanır. Kupanın bu tarihlerde oynanmasından dolayı Sezonun ilk yarısında şampiyon olan takımlar ve ülke kontenjanlarına göre en iyi ikinciler ve bazen üçüncüler de bu kupaya katılmaya hak kazanırlar. Bazı ülkelerin ise Libertadores kupasına hangi takımın gideceğini belirlemek için eleme usulü ile ayrı bir kupa düzenlerler (Örnek: Ekvador Şampiyonası).
Libertadores kupasına katılmak için her ülkeye verilen kontenjanlarının son hali ise şöyledir: Geçmiş senenin şampiyonu, Arjantin ve Brezilya’dan beşer takım; Bolivya, Şili, Kolombiya, Ekvador, Paraguay, Peru, Uruguay ve Venezüella’dan üçer takım ve Meksika’dan üç davetli takım. Toplamda 38 takım olur ve ilk tur müsabakalarında bu takımların altısı elenerek geriye kalan takımlar dörderli sekiz grup oluştururlar. Grup maçlarının ardından eleme usulü ile maçlar oynanır ve Şampiyon olan takım Güney Amerika’nın en büyük takımı olarak kabul edilir. Aynı zamanda kıtayı Şampiyon Kulüpler Kupasında temsil etme hakkı kazanır.
Kıtanın en önemli ikinci kupası ise Güney Amerika’nın “UEFA kupası” olarak görülen “Copa Sudamericana”dır. Bu kupada ise her ülkeye ligin gücüne göre belli sayıda giriş hakkı tanınır ve bu ülkeler değişik metotlarla yollayacakları takımları seçerler. Takımları seçmek için kullanılan bazı metotlar şunlardır: direk davetiye, apertura veya clausuradaki başarıları, bir önceki sezonda Copa Libertadores’e kalmayı başaramayan takımlar veya bu kupaya katılabilmek için düzenlenmiş ayrı bir turnuva.
Copa Sudamericana’nın formatı aynı UEFA Kupasında olduğu gibi iki maçlı eleme sistemidir. Ancak UEFA da son yıllarda kullanılan grup maçları aşaması Copa Sudamericana’da görülmez. Kupa Başlangıç Turu ile başlar. Burada sekiz takım birbirleriyle oynar ve dört takım İlk Tura yükselirler. İlk Turda yirmi sekiz takım birbirleriyle eşleşirler ve burada tur atlayan on dört takım her turnuvaya eleme turlarından sonra davetiye ile katılan Boca Juniors ve River Plate takımlarıyla birlikte Son 16 Turunu oluştururlar. Son 16 Turundan sonra takımlar aynı eleme sistemini kullanarak finale kadar gelirler. Final maçı da iki maçtan oluşur ancak bir farkı deplasman gollerinin önemli olmadığıdır. Yani iki maç sonunda takımlar gol sayılarında eşitler ise atılan gollerin nerede atıldığı sayılmaz ve maç uzatmalara gider. Uzatmalarda da beraberlik bozulmaz ise seri penaltı atışları sonunda Güney Amerika kıtasının en büyük ikinci uluslar arası kupası sahibini bulur.
Bu kupanın bir özelliği de yukarıda belirtildiği gibi Boca Juniors ve River Plate takımlarının ön eleme ve İlk Tur maçları oynamadan son on altı takım arasına direkt katılmasıdır. Bu kural kıtada büyük tartışmalar yol açmış ve kupanın saygınlığını azaltmıştır. Çünkü Libertadores’in aksine bu kupada son 16 Turunda mutlaka bir bazen iki Arjantin takımı olacağı garantidir ve diğer ülkeler bu uygulamadan dolayı Copa Sudamericana her zaman Libertadores’in gölgesinde kalmıştır.
Güney Amerika’nın gözde takımlarının oynadığı bu iki kupa ile Güney Amerika’ya özel apertura ve clausura sistemini inceledik. Bu sistemler her ne kadar ülkeden ülkeye değişse de elimizde bir gerçek var: Latin futbol ülkelerinin ortaya çıkardığı futbol kültürü olmadan dünya futbolu bu kadar heyecanlı olamazdı.
(22 Eylül 2008, Sporstudyosu.com)

Hiç yorum yok: