Sayfalar

6 Temmuz 2011 Çarşamba

Türkiye Bayan Futbolunda Dünyanın Neresinde?


Türkiye’de “Futbol” Denince
Türkiye’de futbol denildiğinde akla dört büyük takım gelir. Diğer takımlarımız ise istikrarsızlıkları nedeniyle, ancak kısa süreli başarılarla kendilerinden söz ettirirler.
Peki, Gazi Üniversitesispor veya İstanbul Dostlukspor takımları size ne ifade ediyorlar? Eğer bu takımların adlarını hiç duymadıysanız, üzülmeyin, Türkiye’de yaşayan büyük çoğunluğun bir parçasısınız. Bu takımlar Türkiye Futbol Federasyonu’na bağlı Türkiye Bayanlar 1. Ligi’nin en önemli iki takımıdır.
Bir Karşılaştırma
Türkiye’de bayan futbolunun, Avrupa ve Amerika’daki kadar yaygın olmamasının sosyal ve ekonomik bir çok nedeni var. Ancak bu yazıda ele alacağımız konu, bu nedenlerden ziyade, Türkiye ve Dünya’da bayan futbolunun bir karşılaştırması olacak.
Bayan Futbolunun Tarihi Gelişimi
Bayan futbolunda ilk resmi takım 1894′de İngiltere’de kurulan British Ladies Football Club (Britanya Bayanlar Futbol Klubü) olmuştur. 1. Dünya Savaşı’nın getirdiği endüstriyelleşme, ağır endüstri kollarında çalışan bayan sayısını arttırır. Bu endüstrilerde çalışan bayan işçiler, çalıştıkları şirketlerde futbol takımları kurmak isterler ve böylece Avrupa genelinde bayan futbolu yaygınlaşmaya başlar.
Bayan futbolu 90′lı yıllara kadar çalkantılı bir şekilde gelir. Zaman zaman federasyonlarca oynanması yasaklanan bayan futbolu, bir yandan geçimini sağlamaya çalışırken, bir yandan da futbol oynamaya çalışan bayanları zor durumda bırakır. Erkek futbolunun popülerliği yanında duruşunu korumaya çalışan bayan futbolundaki rekabet, genelde ciddiye alınmaz. Tüm bu faktörlerin etkili olduğu bir ortamda bayan futbolunun gelişmesine katkıda bulunan en büyük destek, erkek futbolunda bir türlü istediği başarıyı sağlayamayan Amerika Birleşik Devletleri’nden gelir. İlk tam-zamanlı profesyonel futbol takımı ABD Bayan Milli Takımı’dır. ABD’nin ekonomik ve sosyal anlamdaki imkanları da bu gelişmenin önemli sebeplerinden biri olarak kabul edilebilir. Dünya sıralamasında ABD’nin ardından Almanya ve Brezilya gelmektedir.
İlk Bayan Futbol Dünya Kupası 1991′de Çin’de düzenlenir ve kupayı finalde Norveç’i 2-1 lik skor ile geçen ABD kazanır. İlk kupaya 16 takım katılmıştır ve futbol kalitesi çok yüksek olmasa da bayan futbolcuların kazanmak için gösterdikleri azim, stadyumlara gelen taraftarlara bayan futbolunun da zevkli olabileceğini biraz olsun göstermiştir. 1995′te İsveç’te düzenlenen ikinci turnuvaya da 12 takım katılmış ve şampiyon bu sefer Almanya’yı yenen Norveç olmuştur.
Bayan futbolunda milat olarak kabul edilebilecek yıl ise 1999 yılıdır. ABD’de düzenlenen 3. Dünya Kupasına bu sefer 16 takım katılır. 32 maçta 123 golün (maç başına ortalama 3.8 gol) atıldığı turnuvada maçları ortalama 37.319 seyirci izler. Bu iki rekor (atılan gol sayısı ve ortalama seyirci sayısı) günümüzde hala kırılamaz. 3. Dünya kupasının sahibi, Çin milli takımını 0-0 biten normal sürenin ardından penaltılarla 5-4 yenen ev sahibi ABD’nin olur. Bu kupanın bayan futbolunda miltaşı olmasının nedenlerinden biri ise tüm dünyada canlı yayınlanan maçları 40 milyondan fazla kişinin izlemesiydi. Bu de demek oluyor ki, bayan futbolu ciddi anlamda bir ilerleme kaydetmektedir ve potansiyel yatırımcılar için bir hedef durumuna gelmiştir.
Peki ya Türkiye’de Bayan Futbolu?
Dünya genelinde durum böyle iken, ülkemizde bayan futbolunun ulaştığı düzey pek de iç açıcı değil. Ülkemizin uluslararası anlamda başarıya ulaşabilmesi için öncelikle ulusal anlamda düzenli ve istikrarlı bir lig yapısına sahip olması gerekiyor.
Türkiye’de ilk defa 1993′te 16 takımlı bir lig kurulmuş ve 1997′de takım sayısının artması nedeniyle 2. Lig de kurulmuştur. Ancak 2003′de birçok takımın çekilmesi ile liglere ara verilmiş ve ancak 2007′de lig maçları tekrar oynanmaya başlamıştır. 2008-2009 sezonunda ise 1. lig takımlarında ancak 1984 doğumlu ve daha küçük yaşı olan bayan futbolcular mücadele edebilecekler. Takımlar, bu futbolcuların dışında kadrolarında 5 tane de yaşı büyük oyuncu bulundurabilecekler.
Bu gelişmeler, ülkemizde genç bayan futbolcuların yetişmesi ve önümüzdeki yıllarda milli takımlar seviyesinde başarıyı sağlamamız açısından çok önemlidir. Trabzonspor’un ve milli takımımızın eski futbolcusu ve Türkiye Bayan Milli Takım teknik direktörü olan Hamdi Aslan da bu konuya iyimser yaklaşıyor. “Futbol erkek oyunudur” anlayışının Türkiye’de henüz yıkılamadığını belirten Aslan, şunları söylüyor: “Bunun yıkılması için uğraş veriyoruz. Her fırsatta ‘Bayanlar da futbol oynayabilir’ diyoruz. Zamanla bunun değişeceğine inanıyoruz. Bayanların futbola karşı olan ilgisi ve oyuncu sayısındaki artış bunun önemli bir göstergesi. Oyuncu sayımız her sene bir öncekinin iki katı kadar artıyor. Türkiye’de ‘Bayan futbolu da vardır’ imajı yavaş yavaş oturacak. Ancak, ülkemizin sosyal ve ekonomik yapısı nedeniyle bunun çok kolay ilerleme göstereceğini düşünmüyorum.”
Hamdi Aslan’ın da belirttiği gibi bayan futbolumuzdaki gelişmeler olumlu bir yönde ilerlemekte. Ancak bu gelişme sürecine en önemli katkı altyapıdan bekleniyor. Bu da demek oluyor ki Türkiye’de bayan futbolunun gelişmesini, kızlarının futbol oynama isteklerini kabul edip onlara destek olacak anne ve babalar gerçekleştirecekler.
Günümüz Türkiye’sinde bir kız çocuğunun futbol oynamak isteyerek ailesinden maddi manevi destek görmesi çok gerçekçi görünmüyor. Bayan futbolunun dünya genelinde daha fazla yaygınlaşması, uluslararası turnuvaların ülkemizde düzenlenmesi ve en önemlisi de bu organizasyonların televizyonlarda gösterilmesi belki ülkemizde bayan futboluna olan ilgiyi arttırabilir.
Her ne kadar ABD, Çin ve Almanya gibi dünya devleriyle yarışacak durumda olmasak da ülkemizde bayan futbolu gün geçtikçe daha da popüler bir hale geliyor. Her geçen gün daha fazla oyuncu ve takım ortaya çıkıyor.
Ümidim o’dur ki, ilerleyen yıllarda futbolun içine bayanlarımız da girmeye başlayacak, ve tıpkı erkeklerde olduğu gibi bayanlarda da üst düzeyde mücadele eder hale geleceğiz.
(6 Ekim 2008, Sporstudyosu.com)

Hiç yorum yok: