Sayfalar

6 Temmuz 2011 Çarşamba

Gol makinası artık çalışmayacak

Schmeichel kaleci vuruşunu kullandı. Orta alanda Keane, fiziğini kullanarak topu sağ kanatta boş olan Beckham’ın önüne indirdi. Beckham topu düzeltti çapraz koşu yapan Yorke’a baktı ama topu kendini boşa çıkaran Andy Cole’a verdi. Cole tek pas ile topu Yorke’un önüne bıraktı. Yorke bekletmeden topu arka direğe koşan Andy Cole’e ortaladı ve gooolllllll… Manchester Utd’dan bir zafer daha…
Bazı şarkılar vardır; radyoda, televizyonda veya sokakta yürürken hep onu duyarsınız ve dinlemeye başlarsınız. Bu şarkılardan her seferinde ayrı bir keyif alırsınız ve hiç bıkmazsınız. İşte 20. yüzyılın sonlarındaki Manchester Utd takımı bu şarkılara benziyordu. Her maçını izliyor, her haberini takip ediyorduk ve hiç ama hiç sıkılmıyorduk. Çünkü her seferinde bize ayrı bir heyecan yaşatacağını biliyorduk.
Bu heyecanı yaşamamızdaki en önemli nedenlerden biri de Manchester Utd’ın ileri ikilisiydi. Andrew Cole ve Dwight Yorke’tan oluşan bu süper ikili, futbol sahasındabirbirleriyle o kadar iyi anlaşıyorlardı, ki iyi geçindiklerini düşünen birçok abi-kardeş o kadar iyi anlaşamazlardı. Onları izlemek bizlere adeta ”Demek ki ‘uyum’ dedikleri şey buymuş!” dedirtiyordu.
Bu ikiliyi birbirinden ayrı düşünemezdik ama futbol bir endüstriydi ve endüstri ‘değişim’ demekti. Andrew Cole ile Dwight Yorke’un Manchester’daki hegemonyası 2001′de Cole’un Blackburn’e transfer olmasıyla sona erdi. Her ne kadar Yorke da 2002′de Blackburn’e transfer olsa da, eski formlarını hiçbir zaman yakalayamadılar. Ne de olsa onlar Kırmızı Şeytanlar’ın forvet ikilisi olarak ün yapmışlardı ve o günler geride kalmıştı artık.
Dwight Yorke 37 yaşına basmasına rağmen 2006′dan beri Sunderland’in formasını ıslatıyor ve bir süre daha devam edecekmiş gibi görünüyor. Ancak Andy Cole Kasım ayında aktif kariyerine son verdiğini açıkladı ve 90′lı yılları hatırlayanlar derin bir ‘of’ çektiler.
Manchester Utd’ın ezeli rakibi Arsenal’in akademisinden yetişip A takımında az da olsa oynama şansı bulan Andrew Cole, esas patlamasını Newcaste Utd forması altında 70 maçta 55 gol atarak gerçekleştirdi. Newcastle’da geçen başarılı üç yılın ardından artık Cole için adını dünya çapında duyurma vakti gelmişti. Yıl 1995′ti ve o zamanlar şimdiki gibi İngiltere Ligi bütün dünya televizyonlarında yayınlanmıyordu. Premiership kurulalı sadece 3 yıl olmuştu. Bir futbolcunun adını duyurması için ancak Avrupa kupalarında oynaması gerekiyordu. Bu fırsatı, Manchester Utd’dan daha iyi sağlayabilecek fazla takım yoktu. Uzun yıllar iki tarafı da memnun edecek bir anlaşma o yıl imzalandı. O andan itibaren Andrew Cole Manchester şehrine gelecek ve onlarca kupada çok büyük bir pay sahibi olacaktı.
‘Hayaller Tiyatrosu’nda geçen rüya gibi yıllardan sonra artık Manchester Utd’da değişim rüzgarları esmeye başlamıştı.Nistelrooy ve Veron’un transferleri üzerine sakatlıklar ve yaşlanmanın getirdiği yorgunluk ve formsuzluk da eklenince Cole eskisi kadar forma şansı bulamamaya başladı. 2002′ye 2 gün kala da Blackburn Rovers’a satıldı. Her ne kadar Premiership’te oynamaya devam edecek olsa da artık bir ‘kırmızı şeytan’ değildi ve bunu o da biliyordu.
Birkaç takım değiştirdikten sonra 2008′de doğduğu şehrin takımı olan Nottingham Forest’a transfer oldu ve kısa bir süre sonra da aktif futbolu bıraktığını açıkladı.
Manchester Utd’dan sonra gittiği takımlarda da zaman zaman başarılı sonuçlar elde etse de, biz onu Cole-Yorke ikilisinin Cole’u olarak tanıdık ve benimsedik. O yüzden zihnimizde her zaman ayrı bir yere sahip olacak. Kim bilir, belki ileride çocuklarımız bize Andrew Cole’u hatırlayıp hatırlamadığımızı sorarlarsa, hafifçe gülümseyecek ve onlara şöyle diyeceğiz: ”Elbette hatırlıyorum. Gel sana ufak bir hikaye anlatayım.”
Andy Cole, kariyerini 5 Premier Lig Şampiyonluğu, 2 FA Cup Şampiyonluğu ve toplamda 289 gol ile tamamladı.
Bayern Münihi devirtikten sonra Dwight York(sol) ile Şampiyonlar Ligi kupasını kaldırırken.
(25 Kasım 2008, Sporstudyosu.com)

Hiç yorum yok: