Sayfalar

6 Temmuz 2011 Çarşamba

Göz Kamaştıran Yakut: Rubin Kazan


Kazan, Moskova’ya Meydan Okudu
Rusya futbolunun uluslararası anlamda da zirveye çıktığı sezon, Rubin Kazan’ın Rusya Ligi’nde Moskova takımları ile geçen senenin lig ve UEFA Kupası şampiyonu Zenit St. Petersburg’u gölgede bırakarak şampiyon olmasıyla sonuçlandı.
Rusçada Yakut (İngilizcesi Ruby) anlamına gelen Rubin takımı Rusya Premier Ligi’ne 2003′te çıkmıştı. Rusya Tataristan Cumhuriyeti’nin başkenti olan Kazan’ın temsilcisi olan Rubin, geçen sezonu onuncu sırada bitirmişti. Ancak 50. yıllarını kutladıkları bu sezona farklı bir motivasyonla hazırlanmışlardı. Rubin takımı, sponsorlar ve yerel hükümet tarafından cömertçe destekleniyordu.
Finansal destek bazı etkileyici transferlere de imkân sağladı: Euro 2008 finallerinde yarı final oynayan Rusya takımın önemli bir oyucusu olan ve milli takımın kaptanı Sergei Semak, Sırp forvet Savo Milosevic ve Türk ortasaha oyuncusu Gökdeniz Karadeniz.
Uzun süredir takımın başında olan menajer Kurban Berdyev ile lige müthiş bir başlangıç yaptılar. İlk yedi maçta yedi galibiyet alıp rekor kırdılar ve liderliği kimseye bırakmadılar. Ligin bitimine üç maç kala Ramenskoye’deki maçta Saturn karşısında Milosevic’in son dakikalarda attığı golle maçı 2-1 kazanıp şampiyonluklarını ilan ettiler. Son üç maçı kaybetseler de, bu durum kulübün tarihi başarısını ve ilk defa Şampiyonlar Ligi’ne kalmasını engelleyemedi.
Bazı Moskova kaynaklı medya kuruluşları tarafından defansif tarzdaki futbolları yüzünden eleştirilseler de, Rubin bir rekoru elinde tutuyor. Moskova dışından gelen bir takımın Moskova’nın dört güçlü ekibi olan Dinamo, Spartak, Lokomotif ve FC Moskova takımlarını kendi sahalarında yendiler. Uluslararası şampiyonalarda sansasyon yaratan Zenit’i ise hem içeride hem de dışarıda mağlup ettiler.
Gökdeniz ve takım arkadaşları şampiyonluk sevinci yaşarken.
Zenit’ te Düşüş Var
Rusya’nın en zengin kulübü olan Zenit, 26 milyon sterlin ile Rusya rekorunu kırarak Portekizli kanat oyuncusu Danny’i transfer etti ancak büyük harcama yapmalarına rağmen ligi ancak beşinci sırada bitirebildiler ve önümüzdeki sezon Europa League’de (UEFA Kupası’nın yeni adı) kendilerine bir yer edinmeye çalışacaklar. Ancak Şampiyonlar Ligi’nde olmamaları nedeniyle Zenit’in birkaç önemli oyuncusunu kaybedeceğine kesin gözüyle bakılıyor. Bunlardan bazıları ülkenin en yüksek maaşlı oyuncusu olan Andrei Arshavin ve Ukrayna milli takım oyuncusu Anatoliy Tymoschuk.
Rusya’nın, 1998′de SSCB’nin kazandığı gümüş madalyadan sonraki en büyük başarısında büyük pay sahibi olan ufak tefek oyun kurucu Arshavin, Barcelona’nın da içlerinde olduğu birçok Avrupa kulübünden ciddi teklifler aldı. Ama Zenit’in sahibi ve ülkenin en büyük enerji firması olan Gazprom onu bırakmak istemedi ve Arshavin için 20 milyon sterlin istediler. Ancak gelen en yüksek teklif 12 milyon sterlindi. Büyük bir maaş zammına rağmen Arshavin yurtdışında oynamak için diretiyor ve ocak ayında takımdan ayrılabilir.
Ama bu durum Zenit antrenörü Dick Advocaat’ı etkilemedi ve kulüple olan sözleşmesini bir sene daha uzattı. Hollandalı, başarılı geçen 2007 sezonunun ardından Avustralya milli takımına gitmenin eşiğine gelmişti ancak teklif edilen yıllık 2 milyon sterlin yüzünden kulüpte kaldı.
Düşme Hattı
Lig tablosunun öteki tarafında ise deneyimli oyun kurucu Yegor Titov, Khimki’yi düşmekten kurtardı. 32 yaşındaki Titov, temmuz ayında ezeli rakip CSKA Moskova’ya 5-1 yenilen Spartak tarafından sansasyonel bir şekilde takımdan uzaklaştırıldı. Bunun üzerine Moskova’nın varoşlarında bulunan Khimki’ye katılan Titov, düşme potasından çıkmasında takımın arkasındaki itici güç oldu.
Onların yerine Luch-Energiya düştü ve önümüzdeki sezon için ligdeki diğer takımları işkence çekecekleri dokuz saatlik Vladivostok uçuşundan kurtarmış oldu. Diğer düşen takım ise Shinnik Yaroslalvl oldu. Bu takımların yerlerine çıkan iki takım ise bir yıllık ayrılıktan sonra birinci lige dönen Rostov ve Kuban Krasnodar takımları.
Danimarkalı eski efsane oyuncu Michael Laudrup tarafından yönetilen Spartak takımı ise sadece 6. olabildi. 9 şampiyonluğu bulunan Spartak geçtiğimiz üç sezonda hep ikinci olmuş ve kalabalık taraftar gruplarının öfkelenmesine neden olmuştu. Kasım ayındaki 1-0′lık CSKA galibiyeti onların tek tesellisi oldu.
Eylül ayında imza atan Laudrup’un bir sezon daha sözleşmesi bulunuyor ve Spartak’ın sahibi olan petrol şirketi Lukoil tarafından kaliteli oyuncu transferleri için kulüpten söz almış bulunuyor. Spartak’ın kesinlikle yeni oyunculara ihtiyacı var. Özellikle de Tottenham’a giden golcü oyuncu Pavlyuchenko’nun yerine birinin alınması gerek. Ancak bu kesin değil çünkü küresel petrol piyasasının inişli çıkışlı grafiği buna izin vermiyor.
Önümüzdeki sezon Rusya liginde yerli oyuncuya daha fazla önem verilecek ve bunun tek nedeni küresel mali kriz değil. En önemli sebep aynı zamanda yeni getirilen yabancı oyuncu kısıtlamaları. Önümüzdeki sezondan itibaren takımlar 6 Rus-olmayan futbolcudan fazlasını oynatamayacaklar.
Hayal kırıklığına neden olmayan birkaç yabancı transferden biri olan CSKA’nın Brezilyalı golcüsü Vagner Love ligi 20 gol ile gol kralı olarak tamamladı. Partnerleri Jo (Manchester City) ve Daniel Carvalho’yu (Internacional’de kiralık) kaybetse de altyapıdan yetişmiş Alan Dzagoev ile iyi bir uyum sağladı. Bu ikili CSKA’nın geç gelen çıkışında büyük pay sahibiydi ancak bu bile Rubin ile arayı kapatmaya yetmedi. Valeri Gazzayev’in takımı ligi ikinci bitirdi ve Mayıs ayında kazandıkları Rusya Kupası ile avundular.
Dinamo Moskova, genç antrenör Andrei Kobelev önderliğinde büyük gelişme gösterdi ve ligi 3. bitirdiler. Mavi-Beyazlılar en son lig şampiyonluklarını 1976′da kazandılar ve o günden beri bunun gölgesinde yaşıyorlar.
Lev Yashin’e Saygı ve Saygısızlık
Dinamo takımı, “Rusya’nın Wembley’i ” olarak gösterilen statlarının baştan sona yenilenmesinden dolayı Moskova’nın hemen dışındaki Khimki stadını birkaç yıllığına kiraladı. Şehir merkezine yakın olan bu stat, bundan 80 yıl önce yapılmıştı ve isim olarak da SSCB’nin en büyük kalecisi ve bir Dinamo kahramanı olan “Lev Yashin” düşünülüyor.
Lev Yashin ismi ise sezonun son maçında Zenit taraftarlarının açtığı saygısız bir pankart yüzünden olay konusu oldu. Pankartta “Yashin’iniz öldü, tıpkı Dinamo’nun da öleceği gibi” yazıyordu. Bu olay Rusya çapında bir öfkeye neden oldu ve suçlular stadyumdan ömür boyu men edildiler. Zenit takımı da bir sonraki maçını kapalı kapılar ardında oynama cezasına çarptırıldı.
Bu hikâye stadyumlardaki ırkçı taciz tartışmasını da tekrar gündeme getirdi. Gamalı haçlar ve faşist bayraklar kadar anti-Çeçen ve anti-siyah ırk pankartları sezon süresince Yaroslavl, Samara, Moskova ve diğer şehirlerde ortaya çıktılar. Siyahî oyuncular sıklıkla yuhalandılar ve sahaya muzlar atıldı ancak bunun karşısında cezalar ki eğer uygulandıysa bile çok yetersiz kaldılar.
World Soccer Ocak 2009 – Victor Gusev’in Rusya Ligi Analizi
(8 Ocak 2009, Sporstudyosu.com)

Hiç yorum yok: